Zihinsel Yetersizlik

Zihinsel Engellilik; doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında çeşitli nedenlere bağlı, genel zihinsel işlevlerde normallerden önemli derecede gerilik ve bunun yanı sıra uyumsal davranışlarda da yetersizlik gösterme durumudur.

Zihinsel engellilikte 3 temel özellik vardır:
1- Genel zeka işlevinin belirgin derecede ortalamanın altında olması.
2- Yaşadığı toplumdaki kendi yaş grubu ile kıyaslandığında toplumsal beceriler, sorumluluk, iletişim kurma, günlük beceriler ve kendi kendine yeterlilik gibi alanlarda geriliğin olması.
3-16 yaşından önce başlaması.
Konuşma, dikkat, bellek, düşünme gibi zihinsel işlevlerde belirgin bozukluk görülmekte olup, özellikte bellekte ve dikkatte görülen bozukluk belirgindir. Zihin engelliğinde, zihinsel işlevlerdeki bozukluğa eşlik eden bir durum ise uyumsal davranışlardaki yetersizliktir. Uyumsal davranışlardaki yetersizlik, bireyin kendi yaşından ve kültür grubundan beklenen kişisel bağımsızlık ve sosyal sorumluluklarını yerine getirememesi olarak ele alınmaktadır. Uyumsal davranışlara örnek olarak insanlarla iletişim kurabilme (dili anlamak), günlük yaşam aktivitelerini yapabilme (yemek yiyebilme, banyo yapabilme vb), akademik beceriler de bulunma (okuma, yazma ve aritmetik işlemleri yapabilme) ve bir iş bulup çalışabilme örnek olarak verilebilir.

Image
Read more

Serebral Palsi

Bebeklikte veya çocukluk çağının ilk başlarında ortaya çıkan vücut hareketlerini ve kas koordinasyonunu kalıcı şekilde etkileyen nörogelişimsel bir bozukluktur.

Serebral Palsi’nin tamamen iyileştirilmesi mümkün değildir, tedavi genellikle becerilerini geliştirir.

Serebral palsi; doğum öncesinde, doğum sırasında ve doğum sonrası erken dönemdeki, beyin hasarı sonucu ortaya çıkan, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen, hareketi kısıtlayıcı, kalıcı motor fonksiyon kaybı, postür ve hareket bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Serebral palside, beyinde oluşan hasar ilerleyici değildir. Serebral Palsi bulaşıcı, kalıtsal ve hayatı tehdit eden bir durum değildir.

Motor geriliğine; duyusal, bilişsel, iletişim, algılama, epilepsi, davranış bozuklukları ve ikincil olarak gelişen kas iskelet sistemi sorunları eşlik eder. Serebral Palsili çocukların büyük bir kısmı zamanla daha iyi duruma gelirken, bir kısmı da gelişebilecek ek sorunlar nedeni ile daha kötü bir tablo sergileyebilir. Oluşacak ek sorunları engellemek ve çocukların yaşam kalitelerini artırmak için, mümkün olan en erken yaşta tedaviye başlamak gerekir.

Image
Read more

Rett Sendromu

Rett sendromu, yaygın gelişimsel bozukluklardan birisi olarak sınıflandırılan nörolojik bir rahatsızlıktır. Genellikle kızlarda görülen bir durumdur.

Rett sendromlu kızlar yaşamlarının ilk (6-18) aylarına dek tamamen normal ya da normale yakın gelişim gösterirlerken önce hızlı bir gerileme ile öğrenilen becerileri unuturlar sonra da uzun bir duraksama devresine girerler.

Rett Sendromu Belirtileri:

  • Fiziksel belirtiler içerisinde; ince ve açık renk derili yüzleri, sivri burunları, küçük el ve ayakları, bazı tipik özellikleridir.
  • Ellerini belli bir amaç için (yemek yeme, eşya toplama) uzun süreli olarak kullanamazlar. Daha çok ellerini önde birleştirme, ovuşturma, el yıkar gibi yapma ve ellerini ağzına götürme gibi hareketleri art arda yaparlar.
  • El çevirme, alkış, elleriyle dizlerine vurma ve parmaklarını oynatma gibi tekrarlanan el hareketlerinin bir veya bir kaçı da sıklıkla gözlemlenebilir.
  • Psiko-motor gelişiminde yavaşlama, yürümede ve gövde hareketlerinde zayıf koordinasyon gösterebilirler.
  • El ve ayakta kasılma ve titremeler görülebilir.
  • Dil gelişimlerinde gecikmeler görülür.
  • Baş çevresinin büyümesi 3 aydan 4 yaşa kadar yavaşladığı için kafası yaşına göre küçüktür (Mikrosefali).
  • Bazı Rett sendromlu kızlarda büyüdükçe; nefes almada düzensizlikler, nöbetler, kasılmalar, omurganın eğrilmesi, diş gıcırdatma, çiğneme ve yutma problemleri, kabızlık, el ve ayak eklemlerinde kan dolaşımının bozukluğu nedeniyle soğukluk gibi belirtilerden bazıları da görülebilir.
Image

Rett sendromu, nedeni tam olarak bilinmeyen bir bozukluktur. Nörolojik açıdan izlenmesi ve tedavinin sürdürülmesi gereklidir. Bunun yanı sıra fizyoterapi ile motor gelişimlerindeki gecikmenin ve omurga eğrilmesinin önlenmesi/giderilmesi önemlidir.

Sosyal ve iletim becerilerindeki kayıpların tekrar kazanılabilmesi ve geliştirilmesi için çocuğun özelliklerine göre hazırlanmış bireysel eğitim programı ile yapılacak özel eğitim programı gereklidir.

Read more

Mikrosefali

Anne karnında gelişimine devam eden bebeğin kafasının normal boyutlardan küçük ölçülmesi mikrosefali olarak ifade edilir.

Bu durumun tanısı, hamileliğin ilk haftalarında da konulabileceği gibi, daha çok ilerleyen hamilelik haftalarında konulmaktadır.

Mikrosefali iki ana grupta değerlendirilir.

Birincil mikrosefali nedir?

Birincil mikrosefali hamileliğin ilk yedi aylık döneminde bebeğin anormal gelişmesi nedeni ile ortaya çıkan küçük beyinli bebek doğumunu tanımlar. Birincil mikrosefali oluşumu nedenleri arasında Genetik yatkınlık, Karyotip bozukluklar, Down sendromu, Edward sendromu, Cri-du-chat sendromu, Cornelia de lange sendromu, Rubinstein taybi sendromu, Smith-lemli-opitz sendromu, doğumsal enfeksiyonlar, kimyasal ajanlar, ilaçlar ve metabolik hastalıklar gibi etkenler mikrosefali oluşumunda önemli etkenlerdir. Ayrıca iyonize radyasyon ile özellikle 4. ve 20. hamilelik haftaları arasında karşılaşmak mikrosefali oluşumunda önemli bir etkendir. Anne karnındaki bebek iyonize radyasyon ile ne kadar erken karşılaşır ise bebekte mikrosefali gelişme riski ve oluşabilecek hasarlar o kadar yüksek olur.

İkincil mikrosefali nedir? :

İkincil mikrosefali gebeliğin son iki ayında veya prenatal dönemde oluşan bir hasar nedeni ile ortaya çıkan küçük beyni tanımlar. İkincil mikrosefali etkenleri arasında ise menejit ve ensefalit, beslenme yetersizliği, hamileliğin ilk 4-6. haftaları arasında anne adayında yüksek ateş oluşması ve hipoksik-iskemik ensefalopati gibi etkenler mikrosefali gelişiminde önemli etkenlerdir.

Image

MİKROSEFALİ HASTALIĞI BELİRTİLERİ

Mikrosefalili bebeklerin kafatasları normalden küçütür ve kafatasının küçük olması da beynin de küçük olmasına işaret eder. Fakat çocukta oluşabilecek beyin hasarını beynin boyutu değil altta yatan yapısal bozukluklar belirler. Mikrosefali sorunu olan bebekte gelişme geriliği, konuşma ve haretlerde etkilenme, denge ve koordinasyon bozuklukları, boy kısalığı, yüzde şekil bozuklukları, hiperaktivite, epilepsi, intellektüel yetersizlik gibi belirtiler görülebilir.

Read more

Fizik Tedavi ( Fizyoterapi )

Fizik Tedavi: hareket kusurlarını düzeltmeyi veya hareket yeteneğini yeniden kazandırmayı amaçlar.

Kişinin hastalığı sebebi ile karşılaştığı tüm bedensel yetersizliklerini yenmesine ve kendi kendine yeter duruma gelmesine yardımcı olur.

Fizik Tedavi: hareket kusurlarını düzeltmeyi veya hareket yeteneğini yeniden kazandırmayı amaçlar. Kişinin hastalığı sebebi ile karşılaştığı tüm bedensel yetersizliklerini yenmesine ve kendi kendine yeter duruma gelmesine yardımcı olur.

Bundan sonra rehabilitasyon amaçlanır. Rehabilitasyon; kişinin doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan kalıcı veya geçici yetersizliklerinin, kaybedilmiş ya da kısıtlanmış hareket kapasitesinin belirlenerek medikal, cerrahi, fiziksel yöntemler ve yardımcı cihazlarla tamamen ya da kısmen giderilmesini amaçlar. Kişinin günlük yaşamda fiziksel ve sosyal yönden mümkün olduğunca tam bağımsız duruma gelmesine yardımcı olur.

Kişinin fiziksel engeli ya da yetersizlikleri dâhilinde çalışmaya teşvik edilmesi ve topluma yeniden kazandırılması amaçlanır. Çünkü fiziksel hastalıklar geçiren insanların bazıları henüz sahip oldukları engel ve yetersizliklerle hayata alışamazlar. Rehabilitasyon uygulamaları onları sosyal yaşama hazırlar.

Image
Read more

Duygu ve Davranış Bozukluğu

Duygu ve davranış bozukluğu olan öğrencilerin sorunu, çoğunlukla ilk bakışta fark edilmemektedir.

Yaşına uygun olmayan sosyal ve kültürel normlardan farklı duygu­sal tepki ve davranışlar göstermesi nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizme­tine ihtiyacı olan bireylerdir.

Duygu ve davranış bozukluğu olan bireyler, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği’nde (2006), “yaşına uygun olmayan sosyal ve kültürel normlardan farklı duygu­sal tepki ve davranışlar göstermesi nedeniyle özel eğitim ve destek eğitim hizme­tine ihtiyacı olan birey” olarak tanımlanmıştır.

Duygu ve davranış bozukluğu olan öğrencilerin sorunu, çoğunlukla ilk bakışta fark edilmemektedir. Bu çocukları yönetmelikteki tanımın yanı sıra şu şekilde ta­nımlamak da mümkündür ; Duygu ve davranış bozukluğu, aşağıda sıralanacak olan, çocuğun eğitsel performansını olumsuz yönde etkileyen durumların bir ya da birkaçının bireyde uzun bir süre boyunca ve belli bir düzeyin üstünde görülmesidir.

Bu durumlar şöyle sıralanabilir:

(a) Öğretilenleri öğrenememe durumu: Zihinsel, duyusal ya da sağlık sorunla­rıyla bağlantılı bir açıklaması olmayan durumlarda.

(b) İletişim kuramama: Akranları ya da öğretmenleriyle yeterli düzeyde ileti­şim kuramama ya da iletişimi sürdürememe.

(c) Uygun olmayan davranışlar sergileme: Normal koşullar altında, neden­siz yere uygun olmayan davranışlar sergileme ya da duygusal tepkiler­de bulunma.

(d) Mutsuz görüntü: Genel bir mutsuzluk ya da depresyon hali sergileme.

(e) Problemlere karşı tepkiler verme: Kişisel ya da okul problemlerine karşı korkular geliştirme.

Image
Read more

Down Sendromu

Down sendromu, genetik bir farklılık, bir kromozom anomalisidir.

Down Sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık değil, genetik bir farklılıktır.

3 tip Down sendromu vardır.

1-Trisomy 21: Down sendromlu nüfusunun %90-%95’ini oluşturan standart tiptir. Bu tipte fazladan bir adet 21.kromozom yumurta veya sperm hücresinden gelmekte veya döllenmenin daha ilk aşamalarındaki bir noktada yanlış bölünme nedeniyle (yani kromozomlar bölünürken birbirine yapışık kalması ve bu yapışıklığın bir taraftan 2 diğer taraftan da 1 kromozom gelmesine yol açması nedeniyle) yeni hücreler 3’er adet kromozom ile toplam 47 kromozom olarak oluşurlar.

2- Translokasyon: Down sendromlu nüfusunun %3-%5’ini oluşturan tiptir. Bu tipte 21.kromozomun bir parçası koparak başka bir kromozoma (örn. 14.kromozom gibi) yapışmaktadır. Birey adet olarak 46 kromozoma sahiptir ama genetik bilgi olarak 47 kromozom bilgisi vardır. Burada da 21.kromozom 3 adet olduğundan birey standart tipteki aynı özellikleri gösterir. Down sendromunun diğer tipleri kalıtımsal değildir. Yalnız translokasyon tipte ebeveynlerden bir tanesinin taşıyıcı olması durumunda Down sendromu kalıtımsal olmaktadır. Bu oran %33’dür. Eğer taşıyıcı anne ise translokasyon Down sendromlu çocuk doğurma olasılığı %20, taşıyıcı baba ise %5-%2 arasındadır. Translokasyon tipte ileriki doğumlardaki risklerin bilinmesi açısından genetik danışmanlık daha önemli olmaktadır.

Image

3- Mozaik: Down sendromlu nüfusunun %2-%5’ini oluşturan tiptir: Bu tipte bazı hücreler 46 kromozom taşırken bazıları 47 kromozom taşımaktadır. Yanlış bölünme döllenmenin ileri aşamalarında gerçekleştiğinde bir hat 46 kromozom diğer hat ise 47 kromozom olarak devam eder ve mozaik bir yapı oluşturur.

Her çocuk gibi Down sendromlu çocuklar da farklı zeka seviyesine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler. Burada kilit nokta çocuğunuzun kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmesi için zamanında ve doğru desteği alabilmesidir. Erken eğitim programları, fizyoterapi, dil terapisi, alternatif terapiler, oyun grupları gibi seçenekler aileler tarafından iyice değerlendirilmeli ve doğru kaynaklara ulaşılarak karar verilmelidir.

Read more

Özel Öğrenme Güçlüğü ( Disleksi )

Özel Öğrenme Güçlüğü, Okuma Bozukluğu, Yazılı Anlatım Bozukluğu, Matematik Bozukluğu alt gruplarını içerir.

Özel Öğrenme Güçlüğü, bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen, dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma- yazma veya matematik becerilerinden bir ya da birkaçında yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir.

Özel öğrenme güçlüğü:

  • Doğuştandır.
  • Görme işitme sorununa bağlı değildir.
  • Zeka sorununa bağlı değildir.
  • Eğitimdeki aksamalar, sık okul değişikliği gibi nedenlere bağlı değildir.
  • Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir ya da birkaçında aksama olur.
  • Her çocuğun iyi olduğu ya da zorlandığı alanlar farklıdır.
  • Her çocuk kendine özgüdür.

Disleksi ( Özel Öğrenme Güçlüğü)  Nedenleri Nelerdir?

Özel öğrenme güçlüğünün nedeni kesin olarak bilinmiyor.  Olası nedenler:

  1. Genetik-kalıtsal etmenler
  2. Beyindeki yapısal, işlevsel farklılıklar
Image

Beyindeki Yapısal İşlevselliklerde Farklılıklar

Özel öğrenme güçlüğü olan çocukların beyinlerinde bazı bölgeler yapısal ve işlevsel olarak farklıdır. Örneğin işitsel algılama bölgesi normal kişilerde solda daha büyük iken, disleksisi olanlarda her iki tarafta eşit ya da sağda daha büyüktür. Bu bölge duyulan seslerin görsel bilgiye dönüştürülüp anlamlandırılmasını sağlayan bölgedir. Okuma güçlüğü olan çocuklarda harf-ses ilişkisinin kurulamaması, yani duyulan sesin hangi harfe ait olduğunun öğrenilememesi bu farklılığa bağlanmaktadır.

Disleksi ( Özel Öğrenme Güçlüğü) Belirtileri Nelerdir?

Özel öğrenme güçlüğü okul öncesi dönemde bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Ancak bu dönemde kesin tanı konulması güçtür.

Okul Öncesi Dönem Belirtileri

Konuşmanın gecikmesi ve  diğer konuşma bozuklukları (kelimeleri doğru telaffuz etmekte güçlük, kelime dağarcığının yetersiz ve yavaş gelişmesi, bir şey anlatırken zorlanma, az konuşma)

Zayıf kavram gelişimi (Büyük-küçük, ince-kalın, üst-alt, iç-dış, önce-sonra gibi kavramları öğrenememe, karıştırma)

Yetersiz motor gelişim ( öz-bakım becerilerini öğrenmekte güçlük, düğme iliklemeyi öğrenememe, beceriksizlik (sakarlık), çizim veya kopyalamaya karşı isteksizlik

İlkokul Dönemine İlişkin Belirtileri;

Akademik başarı: Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklar birçok alanda zeki görünmelerine karşın akademik açıdan başarısızlık yaşarlar. Bu anne babanın beklemediği ve öğretmeni de şaşırtan bir durumdur. Başarı durumu değişkendir, bazı derslerde başarısı normal/normal üstü iken, bazı derslerde düşüktür) .

Okuma Becerisi: Disleksisi olan çocuklar 1. sınıfta okumayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler. Diğer sınıflarda ise okumaları hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir. Harf-ses uyumu gelişmemiştir, bazı harflerin seslerini öğrenemez, harfin şekli ile sesini birleştiremez, kelimeleri hecelerken ya da harflerine ayırırken zorlanır, sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır, başkasının okuduklarını daha iyi anlar.

Yazma Becerisi: Disgrafi yani yazma bozukluğu olan çocuklar 1. sınıfta yazmayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler. Bazı harf, sayı ve kelimeleri ters yazar ya da karıştırırlar. “Çok” yerine “koç”, “ev” yerine “ve”, “soba” yerine “sopa”,  b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g gibi.  Yazarken bazı harfleri, heceleri  atlar ya da harf/hece ekler, sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama, hece bölme hataları, yazarken kelimeler arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya  bölerek yazar (ka   lem, yapa  bil  mektedir) gibi. Yaşıtlarına oranla el yazıları okunaksız ve çirkindir, yavaş yazarlar, tahtadaki yazıyı defterine çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanırlar.

Aritmetik Becerileri: Aritmetikte sayı kavramını anlamakta güçlük çekerler. Bazı aritmetik sembolleri öğrenmekte zorlanır, karıştırırlar. Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte geri kalırlar. Dört işlemi yaparken yavaştırlar. Problemi çözüme götürecek işleme karar veremezler, yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanırlar.

Çalışma Alışkanlığı Kendi başlarına çalışma alışkanlığı gelişmemiştir.  Öğrenme stratejileri eksiktir, nasıl çalışacaklarını, nasıl daha fazla bilgi edineceklerini ve öğrendiklerini nasıl hatırlayacaklarını bilemezler.

Organize Olma Becerileri: Üzerine aldığı görevleri düzenlemekte zorluk çeker, nereden ve nasıl başlayacaklarını bilemezler. Plan yapmak ve zamanı ayarlamakta güçlük çekerler.

Oryantasyon (Yönelim) Becerileri: Sağ-sol, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını öğrenmede zorlanırlar. Zamana ilişkin kavramları (dün-bugün, önce-sonra, gün, ay, yıl, mevsim gibi) kavramlarını karıştırırlar. Hangi aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilirler. Saati öğrenmekte zorlanırlar.

Sıraya Koyma Becerisi:  Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda (cumadan önce hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi) yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlarlar.

Sözel İfade Becerisi: Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanırlar. Konuşurken düzgün cümleler kuramaz, heyecanlanır, takılır, şaşırırlar.

Motor Beceriler:  Top yakalama, ip atlama, gibi işerde yaşıtlarına oranla beceriksizdirler.  Sakarlık vardır, sık sık düşer, yaralanır, istemeden  bir şeyler kırarlar. Çatal-kaşık kullanmakta, ayakkabı-kravat bağlamakta zorlanırlar.  İnce motor becerilere dayalı işlerde (düğme ilikleme, makas kullanma, boncuk dizme gibi) zorluk çekerler.

Özel öğrenme güçlüğü olan çocuklarda yukarıda söz edilen belirtilerin hepsinin bulunması gerekmez. Her çocuğun kendine özgü bir profili vardır.

Read more

Dikkat Eksikliği

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), erken çocukluk yıllarında başlayan bir hastalıktır.

DEHB bulunan çocukların dikkat süreleri akranlarından çok daha kısadır.

Evde ve okulda dikkatlerini yoğunlaştırmakta zorluk çekerler, çünkü onlar önemli-önemsiz duyumları ayırt etmekte zorlanırlar. Sınıfta hem öğretmeni duyarlar, hem caddedeki arabayı, hem de yandaki sandalyenin gıcırtısını. Aynı şekilde, hem ders anlatan öğretmeni görür, hem tahtadaki resimleri, hem de yanındaki arkadaşının kazağındaki çizgileri. Odaklanmakta o denli zorlanırlar ki, büsbütün vazgeçerler. Sadece ilgilerini çokça çeken heyecanlı bir film ya da bilgisayar oyununa konsantre olabilirler ve aileler bu nedenle ‘isterse yapar’ düşüncesine kapılır.

Yaşıtlarına oranla fazlaca hareketlidirler. Elleri dursa, ayakları durmaz. Uzun süre aynı yerde oturamazlar ve çok konuşmalarıyla dikkat çekerler.

Davranışlarını organize edemezler ve planlı çalışamazlar. Genellikle, sonunu düşünmeden eyleme geçerler. Tehlikeyi kestiremezler ve çok zaman küçük kazalara maruz kalırlar.

Image

DEHB üç temel belirti kümesinden oluşur:

Dikkat Eksikliği:

Belirli bir işe ya da oyuna dikkat vermekte zorlanma
Dikkatin kolayca dağılması
Dikkatsizlikten kaynaklanan hatalar yapma
Başlanan işin yarım bırakılması
Kendisiyle konuşulurken, dinlemiyormuş gibi görünme

Aşırı Hareketlilik:

Oturduğu yerde kıpırdanma, ellerin ayakların oynatılması
Belirli bir süre bir yerde oturamama, sürekli hareket etme
Sakin bir biçimde oyun oynayamama ya da başka bir işle uğraşma
Çok konuşma

İmpulsivite/Dürtüsellik:

Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verme
Sırasını beklemekte güçlük çekme
Başkalarının sözünü kesme ya da oyunlarında araya girme
Diğer yandan, DEHB bulunan çocuklar çok zaman sempatik, şeffaf, yaratıcı, coşkulu ve empati sahibi olurlar.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun üç ayrı biçimi vardır:

Dikkat eksikliğinin önde geldiği tip: Dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır. Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ya yoktur ya da kayda değer şiddette değildir.

Aşırı hareketliliğin ve dürtüselliğin önde geldiği tip: Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirgin olarak vardır. Dikkat eksikliği belirtileri vardır, ancak önemsenecek şiddette değildir.

Birleşik tip: Hem dikkat eksikliği, hem de aşırı hareketlilik – dürtüsellik belirtileri tanı alacak kadar şiddetlidir. En sık görülen tip birleşik tiptir.

Read more